Erişkin Kalça Çıkığında Total Kalça Protezi

Doğumsal kalça çıkığının erken yaşlardaki tedavisi ihmal edilirse veya yetersiz olursa  kalça eklemindeki yetersizlik kişi ileri yaşlara ulaştığında da devam eder ve bazı belirtilerle kendini gösterir. Doğuştan kalça çıkıklı hastalar ağrı, kısalık ve buna bağlı aksama, hareket kısıtlılığı ( tip 3 lerde aksine daha hareketli kalça eklemi olabilir) şikayeti nedeniyle tedavi arayışına girerler.

Son 30 yılda bu grup kalça eklemine tedavi yaklaşımı da oldukça dramatik değişmiştir. Başlangıçta doğumsal kalça çıkığı sekeli kalçaların total kalça protezi için uygun olmadığı ve dokunulmaması gerektiği düşünülmüştür. Günümüzde ise kalça ekleminin orjinal yerine çimentosuz protezlerle ve gerekirse uyluk kemiğinin kesilip uygun uzunlukta yerleştirilmesi güncel tedavi yaklaşımıdır.

Kalça eklemi çok hafif bir yetmezlikten kalça ekleminin tamamen çıkık olmasına kadar uzanan değişiklikte gelişim bozukluklarına sahip olabilir.
Anatomik bozuklukların derecesi üç grupta incelenebilir ve literatürde Hartofilakidis sınıflaması olarak bilinir. Şekil-1

1. Kalça eklemi yerindedir ancak asetabulum dediğimiz eklemi oluşturan çukur yapı oldukça sığ ve yayvandır.
2. Femur başı yukarıya doğru çıkmış ve eklem çukurunun üst duvarını harap etmiştir.
3. Femur başı tamamen eklem çukurunun dışında yukarda çıkık vaziyettedir.

Şekil 1

Her üç durumda da total kalça protezi uygulamasını olumsuz yönde etkileyen bazı problemler vardır. Eklem çukuru hepsinde oldukça sığ, yayvan ve özellikle ön-üst duvarı zayıftır. Tip 3 de kalça tam çıkık olduğundan gerçek çukur oldukça aşağılarda kalmış ve çok küçüktür.

Kalça ekleminin uyluk kemiği bölümü ise normal bir kişiye göre çok daha küçük bir kanala sahiptir, kemik kalitesi çoğu zaman daha kötüdür ve ameliyatı zorlaştıran bazı açısal bozukluklara sahiptir.

Bu tür kalçalara total kalça protezi uygulandığında hastanın ağrısı ile ilgili problemlerini giderir. Kısalık ve aksama ile ilgili olarak eğer hastada iki taraflı kalça çıkığı varsa her iki kalça ameliyat edildiğinde kalça uzunlukları eşitlenmiş olur. Tek taraflı kalça çıkıklarında ise uzunluk farkını gidermek teknik olarak daha zor olmakla birlikte hemen hemen 2 cm geçmeyecek şekilde uzunluk ayarlanabilir.

Bu tür bir cerrahide süreci uzatan faktörlerden biriside özellikle tip 3 ve bazende tip 2 kalçalarda uzunluğu ayarlayabilmek ve siyatik sinirde aşırı gerilimi önlemek için uyluk kemiğinin kesilerek bir miktar kısaltılmasıdır (subtrokanterik femoral osteotomi). Bunun pratik anlamı; uyluk kemiğinde oluşturulan kesi bir tür kaynamasını bekleyeceğimiz bir kırık gibidir. Ancak bunu hastanın tamamen hareketsiz bırakıldığı ve yatağa bağımlı geçirilecek bir zaman gibi düşünmemek lazım. Ameliyattan sonraki altı hafta genellikle ameliyatlı tarafa tam yük verdirilmeden hasta yürütülür. Bu süreçte hasta koltuk değneği ya da yürüteç ile kendi ihtiyaçlarını görecek kadar hareket imkanına sahiptir. Sonra radyografilerdeki kaynama belirtilerine göre tedrici olarak yük artırılır ve hasta ameliyatlı tarafının üzerine tamamen yük vererek desteksiz yürüyebilir.

Şekil 3

Yukarıda soldaki grafide hastanın ameliyat öncesini görmektesiniz. Mavi kürenin olduğu yer kalça ekleminin olması gereken yer iken burası gördüğünüz gibi boş. Üstteki mavi çizgi ise uyluk kemiğinin yukarıya doğru çıkığının seviyesini göstermektedir. Sağdaki ameliyat sonrası grafide ise kalça çukurunun normal yerine yerleştirildiğini ve uyluk kemiğininde aşağı doğru indirilerek (uzatılarak) olması gereken seviyeye getirildiğini görüyorsunuz. Burada uyluk kemiği bir miktara kesilerek kısaltıldı. Aksi halde bu taraf bacağın 7-8 cm uzaması gerekirdi. Bu miktarda uzatma siyatik sinir hasarına sebep olacağından uyluk kemiğinden yaklaşık 4 cm lik bir blok çıkartarak toplam uzatma 3-4 cm ile sınırlandırıldı.

Primer kalça protezi denilen yani sadece osteoartrit (kireçlenme) nedeniyle yapılan kalça protezlerine göre komplikasyon oranları daha yüksektir. Son yıllarda uzun dönem takip sonuçlarını bildiren bazı literatürler incelendiğinde kesilen uyluk kemiğinin kaynamaması % 0-7, siyatik sinir lezyonu % 0-11, çıkık riski % 0-18 olarak bildirilmiştir (1-2)

Sizleri bilgilendirmek amacıyla bu ameliyatın zorluklarından fazlaca bahsetmeme rağmen, hasta için ağrı ve hareket kısıtlılığı önemli bir problem haline gelmişse iyi planlanmış ve uygulanmış bir ameliyatın oldukça tatmin edici sonuçlarının olacağını ve hayatınızı kolaylaştıracağını belirtmem gerekir.

KAYNAKLAR
1. Kyrch A, JBJS (Am) 91, 2009
2. Bernasek TL, J of Arthroplasty (22) 2007

#hip arthroplasty #total hip arthroplasty #total kalça protezi #kalça protezi #direct anterior hip arthroplasty #direk anterior kalça protezi #approach to hip #kalça eklemine yaklaşım #displastic hip #congenital dislocation of the hip #femoral shortening #real acetabulum #false acetabulum #crow #subtrochanteric osteotomy